27 Ocak 2010 Çarşamba

And God said...

Let there be Mana Silvos!


20 Ocak 2010 Çarşamba

AAAAAAAaaaaaaaAAaaaaAAAAAaAaaaaaaAAAAA!!!!!!



Eğer savaş zafer ile bitecek ise, SAVAŞMAK ZORUNDASIN! Sun Tzu demiş bunu. Ve ben derim ki o senden çok daha fazla bilmekde savaşı. çünkü o yarattı, ve mükemmelleştirdi ki onur ringinde kimse onu geçemesin.


MAGGOTS!


Sonra, savaş parasını...


...dünyadaki bütün hayvanları satın almak için kullandı.


sonrada hepsini bi gemiye sıkıştırdı...


...En sonundada hepsinin azını burnunu kırdı.


Ozamandan beri bi yerde birsürü hayvan bulunuyosa onada dendi ki ZOO!


WAZOOOOH!


Yada dendi ki FARM!


14 Ocak 2010 Perşembe

Certainly works for Jack Bauer

House: I need the drugs.

The patiens friend: We're in textiles

House: I NEED THE DRUGS!!!!!!

The patients friend: ..?

House: Hmm. That usually works for Jack Bauer

10 Ocak 2010 Pazar

Bu arada

Ben insanları çözdüm ey insanlar bakın nasılda uzun uzun ve mantıklı yazılar yazarak sizin yaptığınız şeyleri açıklıyorum diğer insanlara. Diğer insanlarda benim sizi çözdüğümü anlıyolar. Okadar iyi hissediyorum ki kendimi altıma işeyebilirim!

9 Ocak 2010 Cumartesi

Let them eat cake!

bir cumartesiyi pazara bağlayan gecede saat 4 e gelirken buzdolabında bir dilim limonlu cheesecake kaldığını hatırlayıp mutluluktan 2 el ateş etmek.. o limonlu cheesecake i alıp ona tanrısal bir objeymiş gibi davranarak masaya gitmek. sonrada o müthiş edible aygıtı afiyetle yeyip bitirmek.

paha biçilemez..

Major Fast Food zincirleri! siz olmasanız biz ne bok yerdik?



Bütün büyük fast food zincirlerini aşırı çok seviyorum. beni tok tutuyolar. günün bi çok zamanıda çat diye söyleyebiliyorum adamlar da motorlarına binip sadece benim için hazırlanmış nefis yiyecekleri getiriyolar. Tabi parasını alıyolar da yani parasını da alsınlar okadar uğraşıyolar. Evet hepsi vede hepsi zararlı ama herşey zararlı zaten. kfc nin mesela tavukları konusunda sürekli tartışlmalar bi şeyler falan. saçma sapan işler hep. Ye işte lan madem beğenmiyosun git haşlanmış brokoli ye.

8 Ocak 2010 Cuma

Chinatown wars'un benim üstümde bıraktığı etkileri gibi.



Sene en az 1998 falan. Bilgisayar var bir tane evde.
Windows 3.1 kullanılmakta bu evdeki bilgisayarda. Bir oyun çıkmış adını cidden hatırlamıyorum. L ile başlıyodu sanırım. Ben oyunun kapağını görmüştüm istiyorum lan demiştim o oyuna. Aldılar oyunu eve gittik taktım cd yi "BABAAAAAAAAAAA" diye bağırdım oyunu kuracanmı dedim. Büyük uğraşmalar sonunda oyunun Windows 95 gerektirdiğini fark ettik. herneyse zaten zamanı gelmişti gibi muhabbetlerden sonra gittik Widows 95 e yükseldik. Bu hikayedeki önemli etken şu ki windows 95 e geçince yanında içinde bir adet bir çok application ve 6 adet oyun olan bir cd verildi. O cddeki bir oyun dışında hiç birşeyi hatırlamıyorum... GTA. Aylarca beni bilgisayar başından bağırarak çağırarak zor kullanarak kalldırdılar GTA sayesinde. Oyunda görev falan olduğunu bile bilmeden oynadım uzun bi süre. anladıktan sonrada aynı şekilde devam ettim zaten ingilizceden haliyle hiç anlamıyodum. ama ne olursa olsun inanılmaz bişeydi polis arabasını elegeçirmeye çalışırken defalarca "busted" olmak. ele geçirincede acayip hızlı olduğundan kontrol edememek. Ama bu değil anlatmak istediğim olay.

Gta nın yeni oyunu olan Chinatown wars anlatmak istediğim olay. Çok acayip farklı ve bayada eski oyunlara benzemekte. GTA 2 oynuyo gibi oluyo insan bazen. Oyun tam olarak yukardan görünüm değil, izometrik de değil yukardan gibi daha çok ama tam değil işte. Oyuna başladığınızda Huang Lee diye bi herifi kontrol edeceğimizi çakıyoruz. Niko'nun asyalı hali gibi tipi. Lee zengin bi adamın zengin bi oğlu biraz götü kalkık ama öyle yavşak da değil. adamımız babasının ölümü üzerine yanına baba yadigari Yu Jian adlı bir kılıçla uçağa atlayıp Liberty city' ye amcasına gider. Amcasıda çok zengin değil ama şerefli bi mafyamsı. Uçakdan iner amcasının 2 adamı Lee'yi almaya gelmiştir. Tam arabaya binecekken siyah bir arabadan 2 adam iner ve Amcanın adamlarını vurur seni kaçırır. gerisini anlatmam. Ancak bence hikaye En iyi GTA hikayelerinden biri.

Bu oyunda birkaç farklılık var. Düz kontak, çop konteynırlarında silah aramak, tacirlik, kazı kazan(valla) oynamak, suya düşen arabadan çıkmak ve birçok farklı olayda farklı bi aksiyon ekranında çizgi romanımsı görüntüler ile 1. kişiden el atıyoruz duruma. çizgi romanımsı görüntüler bütün konuşma ekranlarındada geçerli. dayak sistemi yine gta 2 deki gibi yeni olan 2-3 tane combo var sadece. Bolca farklı silah seçimi var. Silah demişken. Oyunda nerdeyse herşeyi PDA'iniz den halletmekdeyiz. görevleri mail aracılığı ile alıyoruz sadece görevler değil başka bir çok işte işe yaramakda Mail kısmı. Gideceğimiz yerleri PDA'inizdeki GPS ile ayarlıyoruz. Tacirlik tüyolarını, silahları bile net üzerinden alabiliyoruz. nerdeyse herşey PDA üzerinden dönmekde oyunda. Polis kovalamacalarında biraz değişiklik yapılmış. yıldız sayısına eşit sayıda polis arabasını kaza yapmaya zorlarsanız kurtulabiliyoruz. bi çok şey değiştirilmiş ama oynarken içinizi nostalji böcekleri kavuruyo(ne garip bi laf oldu dimi)

evet bildiğin oyun incelemesi yapmışım. bilginiz olsun istedim çünkü baya baya güzel olmuş. Gamespot'da en yüksek puanı alan psp oyunu haberiniz ola
hepinize iyi lavabolar

Öncelikle,

Bazen sıkılıyorum, bazen kendimi yaşlı hissediyorum, bazen bunların nedemek olduğunu düşünüyorum. Gercekten