16 Aralık 2011 Cuma

Burt Fucking Reynolds?!!1!?

1 Hafta kadar önce 3-4 gün neredeyse sürekli Saints Row: the Third oynadım. Bilmiyip bunu okuduktan sonra merak eden olursa wikipedia sayfasına bakabilirsiniz. İlk teaser ı çıktığından beri bekliyodum deli gibi. Kısaca, 3 hafta falan önce çıkan Sandbox(açık bi mekanda istediğin herşeyi yapıyosun falan GTA gibi) stili oyun. görevler yaparak hikayeyi ilerletiyosun. Saints diye bi Çetenin liderini oynuyosun Steelport adında bi New York kopyası şehirde. Herneyse.



Oyunu Bitirince bu sene oynadığım en mütüş oyun dedim. sonra hemen yazı yazıcaktım hakkında. Ama bekledim bakalım etkisinde kalmışımdır hopjektif olmaz felan diye. Eeeh pek çok bişey değişmedi. Aralarda toplam oynama zamanını yükseltsin diye konulmuş bikaç görev rahatsızlık verebiliyo ve zombiler pek çok güçlü olmuş(açıklıycam zombileri). Başka pek bi problemini göremiyorum. AMA diyceksin ki nası göremessin şu var bu var nası da olmaz bende hata verdi falan. Görmezden geliyorum. çünkü Core Gameplay'i pek çok başarılı. bütün sene oynadığım bütün shooterlardan daha eylenceli ateşli silahlarla çatışmaya girmek, Oyunun başından sonuna kadar Pro Güreş hareketleri yapabilme kabiliyetine sahipsin(klozetken bile. açıklıycam hepsini) Görevlerde, mekanlarda, karakterlerde, silahlarda herşeyde inanılmaz çeşitlilik var. Herkesin seveceği en az bişey vardır bu oyunda ona eminim.



Oyun Banka soygunuyla başlıyo. 2. oyundan sonra çok güçlü müçlü olan Saintler, PR için soyuyolar bankayı. herneyse soygun kötü gidiyo. ve Karakter yaratma ekranına giriyoruz(Soygunda maskot giysisi içindesin ve ses değiştiricisi var) karakter yaratma ekranıı, inanılmaz. Kadın veye erkek olarak oynayabiliyosun tabikide. suratının herşeyini değiştirebiliyosun bissürü saç, sakal, kaş, göz, maktaj, yara izi, ten rengi(yeşil, parlak metal gibi)
herşey işte.

Çeşitlilik derken sadece bu kesinlikle değil yukarda söylediğim gibi. yavaştan onu anlatmak istiyorum. Oyuna başladıktan sonra şehirin heryerinde olan giysi satan yerlere gidip giysi alabiliyosun ve Kadın erkek fark etmiyo ne giydiğin herife topuklu, sütyen giydirebiliyosun hiç umrunda değil oyunun (m+18 olduğunu söylemişmiydim oyunun?) kadınlar zaten herşeyi herzaman giyebildiği için o okunda bi farklılık yok. Oyunun başında 2. görevde helikopterden bi binanın tepesindeki diğer çetenin partisine atlıyıp mekanı ele geçiriyosun BU ARADA bu oyun Zack Snyder filmi gibi. Müzik kullanımı açısından. Az önce anlattığım görevde Kanye West'ten(ıh) Power çalıyo. ilerki görevlerden birinde yine helikopterden bi Nükleer santralin içindeki Hacker mekanına atladığında içerde Dilemn'den Pitless çalıyo içerde parti modunda mavi lazerler ve ışık oyunları dönerken bi süper bilgisayar çalmaya çalışıyosun çatışmalar içinde, sonraki bi bölümde, Cyberspace(Tron stayla) e girip Elinde eşşek gibi kılıç olan ejderhaya dönüşüp başka bi ejderhayla dövüşürken Deadmau5 tan City in florida çalıyo. Lumberjack stili Pro güreş maçında ringdeki arkadaşın dövüşürken gelenlerin maça girmemesi için elinde elektirikli testereyle herkesi kırmızı dumana dönüştürürken You're the best around çalıyo. HANİ VARYA KARATE KİD'DE O. ama en güzeli. en en güzeli (burda spoiler var) oyundaki 2 arkadaşını kaçırıp statue of liberty çakması dev heykelin üstüne çıkarıp heykeli patlatmaya kalkınca bi kaç eleman, heykele çıkmaya çalışırken hertaraftan adam gelirken arkada I need a hero çalınca ne yapıcağımı bilemedim.


Oynayın gençler

4 Aralık 2011 Pazar

The Room

The Room 2003 Yılında Dünyaya gelmiş en mukemmel executive producer(türkçesi çıkmadı hala bu öbeğin dimi?) prodüktör, yönetmen ve aktör ve insan olan Tommy Wiseau taranfından hem exec produce edilmiş hem produce edilmiş hem yönetilmiş hemde içinde oynanmış olan über film.

(Inception trailer'ındaki BVAAA sesi)


Tüm zamanların en kötü filmleri arasında görülen 6(ALTI) milyon dolara çekilmiş olan bağımsız film. Wiseau'nun kişisel hayali olarak başlamış olan önce. 600 küsür sayfalık kitap sonra 99 sayfalık film senaryosuna dönmüş olan hikaye. Şu anda kendi içinde fenomen halde. neredeyse bütün dünyada "fan" ları(biride benim) olan Bütün kuzey amerikada ayda bikere gece yarısı gösterimleri yapılan film. İşin en güzel tarafıda, Wiseau ben zaten "Black Comedy" diye yaptım o filmdi demesi.

Filmin ana karakterleri soldan sağa olarak
1-Lisa Johnny'nin nişanlısı O hai Lisa. 2- Johnny, esas oğlan, Tommy Wiseau'nun oynadığı şey
3- Denny, Johnny'len Lisa'nın yan komşusu 30 yaşında gibi görünen ama 15 yaşında gibi davranan üniverste öğrencisi. Johnny's like a father to him. O hai Denny. 4- Mark, Johnny'nin en yakın arkadaşı O hai Mark.


Tamam hemen söyliyceğim şeyleri söyliycem. Sonra gidin izleyin


Tommy Wiseau denen insanın rol yapması kadar inanılmaz bişey göremezsiniz. Oturup anlatmam lazım her söylediği şeyleri tek tek. Ciddiyim gidin izleyin hemen. Ayrıcada çekimler bittikten sonra neredeyse bütün transkripti baştan dublaj etmiş. Ağız felanda tutmuyo. inanılmaz.



Film boyunca bütün karakterler sürekli çok "Meşgul" olduklarını söylüyolar. birtanesinin bile bi iş yaptığını görmüyoruz. Eve sürekli birileri girip 2 dakika sonra çıkıyo. ve Lisa'nın annesi filmin başlarında "Bende kesinlikle göğüs kanseri var" diyo. Lisa'da merak etme diyo. BİDAHA DA BU KONU HİÇ AÇILMIYO.

6 tane sevişme sahnesi var. Film nerdeyse sevişme sahnesiyle açılıyo. 1 tanesi inanılmaz garip ve anatomik olarak olanaksız. ve en azından 3 tanesininde hiç ama hiç anlamı ve filme katkısı yok filler dediğimiz şeyler if ya kno what i sayin brotha. Ama daha çoooooook filler var

Filmde toplam 12 dakika sadece San Fransisco çekimi var. Sadece şehir. Scenic Vista. Filler yine



Önce hikayeye tamamen hiç katkısı olmayan çiftin Johnny'nin evinde seviştiğini görüyoruz. don kayboluyo falan işte komedi katmaya çalışılmış heralde. O bu değilde bu arada yeri gelince söyliyim Film gerçekten çok kötü bi film. Sinema okuluna gidenlere izletilmesi gereken bi film okadar kötü. ama bütün filmde o donunu unutan herif kadar sinir bozucu suratına yumruk atasın geldiği herif yok. belki çok ciddiye alırsan Lisa var. Herneyse. Bu adamın don muhabbetini bizzat görüyoruz. Sonra bu adam don muhabbetini uzuuunca Johnny'e anlatıyo futbol oynarlarken dışarda. Sonra Mark geliyo, bide Mark'a anlatıyo. ve bu bütün olay tamamen hiç bi şekilde hiç bişeyle bağlantılı değil. sonra donunu unutan adam yere düşüyo sonra evlere dağılıyolar. Mütiş

Filmin ortalarında Biri Denny'e silah çekiyo bina tepesinde. Johnny'le Mark adamı yakalıyolar sonra Lisa ve Lisa'nın annesi geliyo Johnny ve Mark silah çeken adamı 1 dakika içinde polise götürüp geri dönüyolar mekana. Yada dışarı atıyolar bilmiyorum.

Filmin yine ortalarında Johnny evde smokinle otururken Denny geliyo oda smokinle. Peter geliyo oda smokinle ve bidaha filmde görünmüyo(izlemeniz lazım valla herşeyi anlatamam sadece tiriviya veriyorum gülün eylenin diye) sonrada Mark geliyo oda smokinle sonra dışarı çıkıp smokinlerle futbol topu atıyolar birbirlerine smokinlerle sonrada yine San Fransisco çekimiyle başka bi sahneye giriyoruz.









Nolur bulun biyerden izleyin.






















YOU'RE TEARING ME APART LISA!!!

26 Ekim 2011 Çarşamba

Bişeyler izlerken bişeyler hissetmek


Deadwood izliyorum 3-4 gündür. Deadwood 2004-2006 yılları arasında Western temalı HBO da yayınlanmış olan bir televizyon dizisi. Türkiyede yayınlanıp yayınlanmadığını bilmiyorum. Diziyi merak ederseniz bakın wikide falan. Western dizisi diyorum ama ilk sezonun 10 bölümünü izledim şu ana kadar toplamda 2 kere silah patladı. So go figure. Dizinin ana karakterlerinden biri, Al Swearengen, İngiliz Göçmeni, Sağdaki fotoğrafta göründüğü gibi korkutucu suratı olan, GEM adındaki Han yada Bar yada herneyse(aynı zamanda Genelev olan bir herneyse) işleten insan. Daha çok para kazanmak için, Mekanını yada kendi kıçını korumak ve kurtarmak için nerdeyse herşeyi yapmaya hazır olan bir amca. Dizi boyunca yanında çalıştırdığı insanlara korkutucu ve kötü davrandığını. ufak veya büyük kazançlar için insanlar öldürdüğünü görüyoruz. Dizinin kötü adamı falanda değil kendisi gayet baş rol oyuncularından biri modunda.


Birde Reverend H.W. Smith var. Sevdiğim bir oyuncu olan Ray McKinnon'ın oynadığı çok önemli olmayan yan karakterlerden biri. Sosyal olarak o zamana göre normal davranamayan. herşeyi "herşey tanrının planı" şeklinde yargılarak yaşayan Deadwood kasabasının Papazı. Sürekli çevresindeki herkeze inanılmaz sıcak kanlı ve güleryüzlü davranıp herşeyi dine bağlamasıyla ve herşeyi dine bağlarkenki garip tanımları ve tavırlarıyla herkezi rahatsız ederken, verdiği rahatsızlıktan kimse şikayet etmemekte.

(Burdan sonra spoiler vermeye başlıycam ilk sezonla alakalı. Aman diyim.)


Dizinin 5. bölümünde Papazın bir cenazeden sonra nöbet geçirdiği gösteriliyor bize. bunun üzerine geçen bölümlerde de az dozlarda bir hastalığı olduğu gösteriliyor. önce eskisinden dahada saçma konuşmaya başlıyor. Sonra normal yürüyememeye başlıyor. Önce sol gözü sonrada sol kolu zor çalışmaya başlıyor ve sürekli çürümüş et kokusu aldığından şikayetçi oluyor. Hasta olduğundan utandığı için doktora gitmeyen papaz, en sonunda yakınındaki insanlardan biri onu zorla kasabanın doktoruna götürdüğünde doktor Papazın "Beyninde bişeylerin değiştiğini" söylüyor. Papaz elinde kitabıyla ayrılıyor doktorun ofisinden ve o bölüm içinde birdaha görünmüyor.

Sonraki bölümde Papazı Gem Barında görüyoruz. bara yeni alınan piyanonun yanına oturmuş piyano çalan adamla beraber sağa sola doğru hali nekadar izin veriyorsa oynamaya çalışıyor. Mutlu görünüyor. Al bunu görünce Piyano çalan adama gidip bedava seks öneriyor bardaki istediği bir kızla. Ortadan yok olsun diye. Sonra papazı ayağa kaldırıyor. Papazın suratını adam gibi gördüğümüzde sol gözünün düşmüş olduğunu görüyoruz yani sol gözü yere bakıyor. Al bir papazın Gem gibi biyerde işleri aksattıracağını, müşterilerin bir papazı öyle bir yerde görmek istemeyeceğini açıklıyor. Neden Gemde olduğunu soruyor papaza, Papazda sadece piyanoyu dinlemekten hoşlandığını söylüyor. Al, papaza Gem'in müşterilere açık olmadığı zamanlar istediği kadar gelebileceğini ama şu an gitmesi gerektiğini söylüyor. Papaz üzüldüğünü belli etmemeye çalışarak gülümseyip tabiki diyip çıkıyor. Al dışarda bir problemi çözmeye çalışırken Gem de tekrar Papazı görüyoruz yine Piyano çalan adamın yanında oturmuş. busefer kendini iyice müziğe kaptırmış bir durumda. çalışan ayağını müziğin ritmiyle beraber tahta zemine vuruyor, elini sallıyor ve çok mutlu görünüyor. ve önünde bir grup Gemde çalışan kızlar mutlu birşekilde(herhangi bi cinsel bi böyle bişey olmadan) dans ediyorlar.

Ve Al Gem e giriyor. Al'in Gem e girdiğini gördüğüm anda kendimi tamamen yok etmek istedim ne olacağını bilmemek görmemek istedim. adamı orda sonsuza kadar bırakabilmek istedim. Olacak olduğunu tahmin ettiğim şeyleri engelleyebilmek istedim. yardım edebilmek istedim.
Daha önce hiç bir film, dizi, kitap, çizgi roman, oyun vesaire de böyle bişey hissetmemiştim. Çoğu kez sinirlendim üzüldüm ağlıycak gibi oldum utandım gaza geldim. ama hiç böyle bişey hissetmemiştim. ve bu hissin bukadar yoğun olması beni gerçekten GERÇEKTEN şaşırttı.
Bravo. mükemmel yazılmış gerçek gibi(karakterler gerçek karakterler ama ben yazarlıktan bahsediyorum) karakterler, mükemmel senaryo yazarlığı, mükemmel oyunculuk için teşekkür ederim her kimse o bütük bunlardan sorumlu olanlar(tek tek bütün bölümlerin yönetmenlerine yazarlarına bakarım zor değilde uğraşmak istemiyorum)



Sonuç olarak: Teşekkürler Deadwood. Bana bişeyler hissettirdiğin için.

4 Ocak 2011 Salı

Comics are Weird! "Know your Vin Gonzales..."



Vin Gonzales'le tanışın. NYPD'nin saygın memurlarından biri,Harry Osborn'un kızarkadaşının NYPD'de adli tıpda çalışan arkadaşının arkadaşı(cidden). Geçen yazıda bahsettiğim Spider-man'in ''One More Day'' Crossover'ından sonraki Brand New Day hikayesinde ortaya çıkıyor, Önce Peter'la arkadaş olup bir süre sonra ikisininde çektiği para sıkıntısı yüzünden aynı eve çıkma kararı alıyorlar. Peter'a karşı iyi davranan ama (tabikide)Spider-man'e karşı tamamen tahammülsüz olan bir birey.
Bu karakterle doğrudan bir sorunum yok. Karakterizasyonu gayet iyi ve bir polis için gayet anlaşılır motivlerle hareket ediyor. Bu karakterin problemi tamemen editörlerden kaynaklanmakta. En başda görlülen resim Vin'in ilkkez karşımıza çıktığı ASM(Amazing Spider-man) #547 deki karesi;

Solda; ASM #558'deki hali(ortadaki arkadaş)





Sağda; ASM #567[O sıralar Kraven'ın kızı bunu spider-man sanmıştı zorla giysisini giydirip dövmüştü falan..]



Bu soldaki de ASM #569'da ki Vin abimiz.







Ve son olarak da sağdaki ASM#578'deki Officer Gonzales.


Farketmediyseniz söyliyim VIN GONZALES IRK DEĞİŞTİRİYOR!!! ilk gördüğümüzde Hispanic-American görünen Gonzales sonraki resimde Half-Asian dururken bir sonraki resimde nerdeyse american hero modunadaki abimiz bir sonrakinde mor saçlarıyla dikkat çekiyor(böyle bi cümle kurduğuma inanamıyorum lannn) ve diğerinde birden bire ZENCİ oluyor! ve asıl anlamadığım şey çizerler veya renklendirenler çenesindeki cücük sakalı çizmeyi unutmayıp HANGİ RENKTE OLDUĞUNU UNUTMUŞLAR. tamam belki tekrar Hispanic görüntüsünü falan geri getirmeye çalışmışlardır ama en son soldaki panelde düpedüz zenci görünüyor Vin abi. Bu nasıl bir editörlüktür, nasıl bir supervisorlıktır anlamadım. Buna bir cevap ver Mr.Quesada.

I do not own any of the images. all the credit belongs to Marvel Comics.